Sesli Yazı ~ Anlıyorum Ki, Anda Kalmak

Şimdi’de olmanın büyüsüne…

Daima bir adım sonrasına ışınlanan aklım, şu anı tüketiyor. Anda kalmak eylemini binlerce kez duymuş olmama rağmen, ne olduğunu ancak yokluğunda bulguluyorum. Biten bir filmin üzerine bir sonraki ana zıplayan aklımız, görüntüleri eziyor. Akşamdan yapılan yarının maddeler halinde parçalanmış programı, bugünden çalıyor.

Alıştırıldığımız zihinsel koşumuz, modernize edilmiş bir çaresizliğe dönüşüyor.
Anda var olamadığımız için zihnimiz hiçbir görüntüyü doğru düzgün kaydedemiyor. Görsel hafızamız zayıfladıkça, dün ne yediğini hatırlamayan bir çaresizliğe bürünüyoruz. Yine.

Corona günlerinde bizi en rahatsız eden duygu da bu belirsizlik. Ertesi gün ne olacağını, ayın sonunu görmek, durgun suları hiç bozmadan yüzmek istiyoruz. Düzeni bozacak her şey algımızda bir kaos. Bizi bu döngünün içine özenle yerleştiren ekonomik sistemler, zamanın prangaları. Hayatta var olmak kavramımız, bu sistemin etkisiyle hızla hayatta kalmaya dönüştü. Sürpriz vaat edebilecek günlerin eteğinde savruluyoruz.

Anlıyorum ki anda kalmak, sadece o an için bir boşluk açıp, sadece oradan nefes almak. Binlerce boşluktan hızlıca alınan bir nefes, git gide insanı ruhsal bir alerjiye sürüklüyor.

Anlıyorum ki anda kalmak,
Bir odak noktası yaratmak. Bu her an hareket halinde olan bir araçta olmak gibi… Sürücü biziz ve aracın içindeyiz.

Anlıyorum ki, beden ve zihin ayrı yaşıyorlar. Ve asla boşanmaya hazır olmayacaklar. Ta ki yaşam durana kadar. Zihin ve beden aynı odakta buluşabilmek için çift terapisine gitmeli.

Anlıyorum ki siz bu sözcükleri okurken, şu anı bana veriyor ve ‘değer’lendiriyorsunuz. Verdiğiniz değer için bin teşekkür. Eğer zihniniz sözcüklerin bir köşesinde kaçıp gittiyse, yeni bir başlangıçta yeniden buluşmak dileğiyle..

Paylaşmak ister misiniz?

İPEK SÖZEN

Evrenime hoş geldiniz. Hayatta hepimizin kullandığı bir ortak noktamız var: Sözcükler. Ölümsüzlüğün icadı. Ruhlarımızın tarihini, evrenin kalbinde saklayan sihir. Bir ağacın yeşiline takılan nefes. Henüz yaşanmamış/solunmamış bir tarihin ayak sesleri. Arayışın ‘Daima!’ diye bağıran izleri...

Diğer