Çiçeklerin Sayıkladığı

Şiirlerin tüm çiçeklerin ismini sayıklıyor Edip

Leylak ayrı, menekşe ayrı, sardunya ayrı bir nağme yakıyor.

*

Kadınları çiçek eden Edip

Tekrara düşen ellerin

Dilinden düşmeyen gözler ve gözlerin

Sevişmenin yangınında

Kapalı bir çarşı gibi 

Etinde sütlü hafif acılar taşıyor.

*

Sütlü tatlılar hafif olur derler

Etinde biriken sancılı sütü tatmak istiyorum

Yangınını yutmak istiyorum

Üstüne kapanan çarşılar gibi şenlikli

Aklının üst katında

Şiirler yazmak istiyorum.

*

Çiçekli kadınlar düşleyen Edip

Tek mevsimlik aşklar mı istiyorsun

Tek mevsimlik ömürler çürümez mi sanıyorsun

Döner durur çiçeğin başı

Düşer tacından gövdesi

Karanfil ayrı, gül ayrı, papatya ayrı

Apayrı bir türkü tutturuyor

Gönlünde yeşeren baharların güncesi.

*

Anlamın koynundan ayrılmayan Edip

Anlamdan yoksunların, anlamdan korkanların, 

Anlamsızların ne denli korkuttuğunu anlıyorum seni

Bir düşünce adın yalnızlığa 

Bir düşünce adam ıssızlığa 

Bir düş kapanı kadar sıkışınca insan 

Düş düşünce düşünceden

Pencereden bakan bir manzara gibi 

Ağır aksak bir sürüncemeden

Belki ikinci bir yeniliğin ufkunda

En çok da bunun için sevdim seni

Anlamın ellerinden tutan gözlerin

Hiçbir bakışta suret kabul etmiyor.

*

Can sever Edip

Düşlerin de kumarın da böylesi

Avucunda biriken bir gelincik tanesi

Başını yıkımdan

Gövdesini kokundan kaldıramıyor

Avuçlarında bir gemi kokusu

Uzaklardan bir deniz el sallıyor

Göz kırpıyor kıyıda kalanların nefesi

*

Can seven Edip

Sen neredesin şimdi

Hangi kıyının cam kırığı ensesindesin

Hangi karlı boyundan sesleniyorsun bana

Sana senin gibi

Senin tabirinle

Senin lugat-ı şahanenle

Ses ediyorum

Mektup içlerinde kesik eller gönderiyorum sana

Ses için,

Tuz için,

Buz gibi akşamlarda Akdeniz’de yüzdürdüğün har için

Sevenlerin canı Edip

Kullanmadığın adını niye oğlunun yakasına taktın?

Paylaşmak ister misiniz?

İPEK SÖZEN

Evrenime hoş geldiniz. Hayatta hepimizin kullandığı bir ortak noktamız var: Sözcükler. Ölümsüzlüğün icadı. Ruhlarımızın tarihini, evrenin kalbinde saklayan sihir. Bir ağacın yeşiline takılan nefes. Henüz yaşanmamış/solunmamış bir tarihin ayak sesleri. Arayışın ‘Daima!’ diye bağıran izleri...

Diğer