Aynalı Dünya

İnsanları anlayamadığımız her an, onlarda kendimizi göremediğimiz an. Bütün çatlaklar kendimiz olma halinin yarattığı bir ayna baskısından türüyor. “Ben böyle yapmazdım.” cümlesinin ardında elinde aynayla kalakalmış biri var. Bu kişi sahiden de kırılmalı mı? Bu kırılganlıkta haklılık payı var mı? “Var.” diyenler de “Yok.” diyenler de olacaktır. Aynı cevapta birleşenler, benzer suretlere sahip olanlardır.

Diyelim ki karşı tarafın gerçekleştirdiği davranış toplumsal kaidelere uymuyor. Yine de o davranışı gerçekleştirme özgürlüğüne sahip midir? Bir bir bozulan kişisel huzurlar zamanla bütünün huzurunu da tehdit etmez mi? 

“İnsanları anlayamıyorum.” 

“Neden böyle yaptı?” Ya da “Bunu nasıl yapar?”

“Neden bunu söyledi?” 

“Çok saçma” 

“Çok kaba.” 

“Acayip.” Ya da “Bi garip.” 

“Ne gerek vardı buna?”

Trip adı verilen bu cümlelerin altında aynasına yenik düşmüş biri var. Gözleri o denli meşgul olmuş, o denli dolmuş ki herkese aynasıyla bakıyor artık. Bu yolla hem incinmekten hem de yüzleşmekten korunuyor. Zamanla her surette kendini, her edimde fikrini, her bakışta hissini arıyor. Yine de düğümlenmiş bir çelişki var ki çözebilene helal olsun… Herkes kendi kişiselliğinde nasıl hem bu kadar emin hem de bu kadar haklı olabilir? 

Kişiye ait olan bir alan ve kararlar bütünü vardır, evet. Lakin bunların bir ucu illaki başka bir iplikle buluşur ve hayat ikisini dokumaya başlar. Kişiselliğin söndüğü an değil de nedir bu? Bütün kırılmalar ve parçalanmalar da bu ikilik anlarında çıkmaz mı? 

Bütün tekil aynalar bir bütünlükte nasıl buluşacağız?

Düşleyin ki dünya aynadan oluşmuş bir küreymiş… Yüzeyde milyarlarca ayna yan yana duruyor… Uzayı yansılayan, baktığı şeye dönüşen, bu sebeple  yönünü iyi tayin etmesi gereken, kendi etrafında ve güneşinin etrafında döngüler kuran, demli, dengeli aynalı bir dünya… Söyle huzuru tanıyabilecek yaşta mısın?

Yılın ilk yazısı, evrensel bir iç konuşma oldu. Hepimizin aklını ve ruhunu meşgul eden günlük kırıklıklara, taraf olmadan, yön aramadan tam ortasından dahil olmak istedim. Sözcüklerimle…

Aynalarla yüzleşmek, aynadakilerle barışmak, aynanın sırrını çözümlemek, aynalarımızı temizlemek dileğiyle… 

Paylaşmak ister misiniz?

İPEK SÖZEN

Evrenime hoş geldiniz. Hayatta hepimizin kullandığı bir ortak noktamız var: Sözcükler. Ölümsüzlüğün icadı. Ruhlarımızın tarihini, evrenin kalbinde saklayan sihir. Bir ağacın yeşiline takılan nefes. Henüz yaşanmamış/solunmamış bir tarihin ayak sesleri. Arayışın ‘Daima!’ diye bağıran izleri...

Diğer