Hayaller Gerçekleşince Önümüze Sürpriz Bir Paket Gelir

Bu çağın en büyük ülküsü: Hepimiz hayallerimizin gerçekleşmesini bekliyoruz. Bunun için bilimin ve inancın verdiği tüm olanakları kullanıyoruz. Hayalimiz sanki olmuş gibi düşünmek, öyle davranmak, manifestlemek, evrene soru sormak, aldım kabul ettim, 777, çekim yasasını kullanmak, frekans yükseltmek, renkleri, kokuları, doğal taşları ve madenleri kullanmak ya da üzerimizde taşımak… Tüm bunları hayalini kurduğumuz gerçeklik için yapıyoruz. İstesek de istemesek de evren tarafından bize biçilmiş bekleme süresini de yaşıyoruz. Ve bir gün dilediğimiz gerçekliğe kavuşuyoruz.

Peki hayallerimize kavuşma anında yaşanan bu mutluluk kaç gün sürüyor? 

Ta ki bir pürüz çıkana kadar….

Şimdi bu konunun benim iç aynama düşüşünü anlatmak istiyorum. Geçtiğimiz yıl benim için tam bir bekleyişi. Zamanın bir anında donmak ve çözülmeyi beklemek gibiydi. Doğumu, oğlunu bekliyordum. Anne olmayı ve hissiyatını bekliyordum. Babamın acısının evrilmesini bekliyordum. Romanımın yayımlanmasını ve yazılarımın görünür olmasını bekliyordum. Editörlük yaptığım dosyaların insanların eline ulaşmasını bekliyordum. Yeni bir eve çıkmayı, hayatımda arzu ettiğim değişimi yaratmayı, tüm bunlar için kendimde maddi manevi güç bulmayı bekliyordum. Hayatımın her temasında bekledim ve nihayet yılbaşı gecesi harekete geçmeyi diledim. 2024 dileğimi hemen kabul etti ve daha ilk hafta aradığım evi bulup taşınma kararı aldım. Hayalim gerçek oldu! Ardındaaaaan önüme bir paket geldi: Ocak ayında bebekle taşınmak! Aman Allahım! Ya üşütür hasta olursa? Bebekle hemencecik nasıl toparlanacağım? Eşyalarımı parçalamayacak bir nakliye şirketi nasıl bulacağım? Yapılacaklar listesi yapmalıyım. Koli bulmalıyım. Ne mama mı bitmiş? Bu heykel kırılmaz inşallah. Tüh doğalgaz açılmadı oğluma nasıl mama pişireceğim? Camları silerken ellerim dondu. Bu dolabı tam beş kere cifledim. Yorgunum… Uykusuzum… Tüm bunlar ve daha fazlası hayalimin sürpriz yapım paketiydi. Tıpkı evimize gelen demonte eşyalar gibi hayalimin kutusunu açtım ve tek tek tüm parçaları monte ettim. 

Ardından başka hayallerim de bir bir gerçekleşmeye başladı. Bir öykü yarışmasını kazandım, yazılarım istediğim dergi ve mecralarda yayımlandı, yeni bir dosya aldım, sağlık kontrollerini tamamladım… Sonra oğlumun dişi çıkmaya başladı. Havucu o küçük iki dişle kıt kıt ısırışı, o tatlı diş kaşıma sesi ve gülümsediğinde ortaya çıkan o küçük iki diş şahaneydi Fakat geceler bir türlü geçmiyordu. Hayallerimin hepsi hepsi bana aynı paketle geldi. Hepsi bana bir yığın düşünce, duygu ve davranış hediye etti. Henüz Mart ayındayız ve gerçekleşen hayallerim beni epey yordu. Bu cümleyi kurmak da bana şunu düşündürdü: Nankörlük mü ediyorum ben şimdi? Tüm bu duygusal dalgalar sona erdiğinde ortaya şöyle bir netlik çıktı: Hiçbir şey yapım paketi olmadan gerçekleşmez, insan kavuştuğu her şeyin eşiğinde mutlaka bir eylem içindedir. 

2024’ün bana armağan ettiği ilk farkındalık bu: Her güzelliğin ve şahaneliğin içinde yoğun bir çaba var. Hayatın kolaylıkla aktığı bir yaşam stili de var elbette, bundan bahsetmiyorum. Bir şeyler kolaylıkla ilerlese bile insan hayalleri gerçekleşirken bir sürü zorlukla karşılaşıyor. Aşılması gereken dağlar bizi hayallerimizin gerçekliğine ulaştırıyor. Bu yüzden süreç nötrleniyor. Salt iyi, salt kötü, salt mükemmel, salt berbat olan hiçbir şey yok. Çünkü bu denklemin tersini de deneyimliyorum. Güne çok uykusuz ve yorgun başladığım bir gün oğlum aniden yeni bir kelimeyi seslendiriyor, hiç beklemediğim bir yerden tatlı bir haber geliyor, uzun zamandır yazmak istediğim bir yazı pıt diye dilimden dökülüveriyor, muazzam bir gün batımını elimde kahvemle yakalıyorum ve daha bir sürü olasılıkla gün güzelleşiyor. Bu defa kötünün içinden iyi doğuyor, yani sürpriz yapım paketinin içinden sihirli bir şey çıkıyor. 

Yaşam yalnızca yaşam. 

Yaşamak yalnızca yaşamak.

Öznesi var, fakat eylemler değişiyor.

Sıfatlar insan yaratımı, belirleyici değil, tanımlayıcı değil, kişisel gerçekten başka hiçbir şey değil.

Yaşam güzel ya da çirkin değil.

Olanlar iyi ya da kötü değil.

Her şey bir kolaj,

Neyi nerede duracağına bizim karar verdiğimiz,

Eşsiz bir karışım.

Paylaşmak ister misiniz?

İPEK SÖZEN

Evrenime hoş geldiniz. Hayatta hepimizin kullandığı bir ortak noktamız var: Sözcükler. Ölümsüzlüğün icadı. Ruhlarımızın tarihini, evrenin kalbinde saklayan sihir. Bir ağacın yeşiline takılan nefes. Henüz yaşanmamış/solunmamış bir tarihin ayak sesleri. Arayışın ‘Daima!’ diye bağıran izleri...

Diğer