Corona Günlerinde Aeden
Bir günün daha sonundayız. Korkarak, didinerek, temizlenerek, arınarak… Üç haftalık ve belki de daha uzun bir rotaya sahip olan bu süreç, tarih boyunca yenmeye çalıştığımız bir korkuyu uyandırıyor: Belirsizlik.
Her şeyimizi yaşamda belirebilmek için planlamıyor muyuz?
Bu belki de iz bırakma çabamızın da bir tezahürüdür.
Çaba… Yaşama katman katan şey. Dünyaya kıvam veren şey.
Yaşam için çaba. Bir de yaşamı ezen güçlerin karşısında çaba.
Varlık adına çaba. Bir de yokluk peşinde savrulan bir çaba.
İnsan olmak adına bir çaba. Bir de insanlığın farkındalıksız kirlettiği her can için çaba.
Cana saygıda bir çaba.
Sevgi için, BİZ olmak için anlayışta bir çaba.
İnsanın kendi diyarlarına verdiği çaba.
İnsanın kendinden parlayan ve evrene yayılan aynalı çaba.
Acıtan, doruklarda üşüyen, yoran, varılası bir çaba.
Vazgeçmeyi düşündürtmeyen bir çaba.
Çizgisel bir çabaya karşı dairesel bir çaba..
Siyah beyaz bir çaba akışına karşı gökkuşağı vaat eden bir sağanak dolusu çaba..
Evlere kapandığımız Karantina günlerinde, benim için çaba: Evrensel işareti aramak. Ufkum olan Azra Kohen‘in de dediği gibi, öğrenmek için evdeyiz. Anlamak için, araştırmak için evdeyiz. Bu dünyaya deneyim için geldik, mezun olmak için geldik.
Yarın benim için çaba, Aeden’in evrenine yeniden ayak basmak olacak. Sonje ve Numi’nin düşüncesini yeniden hatırlamak, yarattıkları vahayı anmak ve Aeden’in toprağına yeniden karışmak için. Anlayacağınız ben yarın evden çıkıyorum. Aeden’e gidiyorum. Korkuma bir ses, bir yankı bulmak için.
Dünyamın mavi uçuşu, kuşum Çimçim bana bakıyor. “Zamanda ve mekanda eşitlendik işte. Bak nasıl da aynıyız işte. Kafeslerimizin boyutu bedenlerimizin sınırları ile orantılı sadece.” diyorum. Uçuyor. Kısa bir an. Nafile bir söz. Kızın sancısında gün aşımı.
Kitap kapağı fotoğrafları yazıda bahsedildiği için anlatım amaçlı kullanılmıştır.