Hüznün Fiziği – Georgi Gospodinov

  • Başlangıç, yazarın sesiyle ahenk kazansın. Dağınık gördüğümüz, bütüne ulaşamadığımız anlar için, yazarın bu anlatımı bir işaret fişeği olsun:
    “Bu çok yönlülük ve çizgisel olmama benim için neden önemli? İlk sebep bizatihi yaşamın böyle olması. Klasik roman, aslında yaşamda olmayan bir yapı sunuyor. Hilesi, cazibesi ve konforu da burada. Hayatı, tasarlanmış; bütünlüğü, yazgısı olan bir şey gibi okumak. Romanların bu yönünü hiçbir zaman sevmedim.”
  • Kapağın bizimle konuşan görseli “Picasso – Minotaur”
    Mitolojideki karanlık anlamların aydınlık bir anını mı yakalıyoruz? 
    Ya da tam tersi bir karanlığı mı yırtıyoruz?
    Üzerine yapıştırılan etiketleri sökmek ya da sağlamlaştırmak ikilemindeyiz.
  • Bu kitap;
    Evrenin öyküleşebildiğinin yaşayan tanığı.
    Yazmaya başlayan birinin zihnindeki tüm soruları silecek en iyi kaynak, her şey hakkında, her şey için ve her şey özünde yazabiliyor olmaktır. “Arıların roman yazmadığını örneğin, nereden biliyoruz?”
  • Evrenin anlaşılmayı ve okunmayı bekleyen bir kitap veya yapı olduğunun kanıtı. Her insan kendi öyküsüyle bu hazinenin parçası. Georgi bu anlamın yörüngesinde bir hazine haritası çiziyor bize. Can taşıyan tek varlık olduğumuz yanılgısından kurtarıyor bizi. Bir toz tanesine bile bir yaşam yüklüyor. Evreni canlı kılıyor.
  • Yaşanan ve hissedilen her şeyin bir yönüyle evrensel olduğunu biliyoruz. Ama onları evrensellikten koparan kişisel bir açı var. O da “Nasıl?” sorusu. Georgi bu soruyu bir anahtar gibi kullanıyor. Ve insanların anılarında bir yolculuğa çıkıyor. Değişik açıları, öznel nasılları topluyor.
  • Bir anı koleksiyoneri. Yaşam koleksiyonu yapıyor.
  • Herkesin zihninde farklı bütünlenen, kimisi için bir bütün inşa etmeyen, kimisi için dağınık, kimisi için parçalı bu kitap insanı mutlaka bir varlık evrenine götürüyor.
    Hayata katkısı olsun!

Paylaşmak ister misiniz?

İPEK SÖZEN

Evrenime hoş geldiniz. Hayatta hepimizin kullandığı bir ortak noktamız var: Sözcükler. Ölümsüzlüğün icadı. Ruhlarımızın tarihini, evrenin kalbinde saklayan sihir. Bir ağacın yeşiline takılan nefes. Henüz yaşanmamış/solunmamış bir tarihin ayak sesleri. Arayışın ‘Daima!’ diye bağıran izleri...

Diğer