Kitap Arkeologları İçin – Seyir
Seyir diye bir kitap varmış… Hayatlara gerçekle dokunur, dokunduğu yerde bir dönüşüm başlatırmış… İçe dönüş kendine, kendine dönüş gerçeğine, gerçeğine dönüş özüne, öze dönüş evrene, evrene dönüş birliğe ulaşırmış… Seyir, masal gibi bir kitap. Hepimizin kişisel, öz masalı. Bir kendilik masalı.
Piraye Hanım, “Bir kitap okudum, hayatım değişti.” cümlesinin eskiyen kabuğunu soyuyor ve bu cümleye gerçekliğini, özünü yeniden kazandırıyor. Seyir’in içinde hepimiz varız. Kitap, Piraye Erdoğan’ın “Kendine Özgürleşmek” olarak adlandırdığı eğitim tasarımının yolculuğunu anlatıyor. Lakin bunu bir eğitim olarak sunmuyor. Bu bir öyküdür, sizinle birlikte bin olur. Zaten insan bir öyküdür diyor resmen.
Tam da tatil dönemimde okuduğum bu kitap, bana bambaşka bir tatil sunuyor: Yılın ve hatta ömrün bana getirdiği şeyleri irdelemek, onları tanımak, kabul etmek ve anlamak, olan her ne ise onunla bir olmak. Kitap bir noktadan sonra öyle bir nüfuz ediyor ki, olanlar ve durumlar karşısında kalbim ve aklım istemsiz düşünmeye başlıyor. Kendiliğinden başlayan bu farkındalık süreci, her günüme küçük sürprizler yaratıyor. Anlamak, anlayışın kıyısında dolaşmak ne güzel şey! dedirtiyor. Seyir, onunla birleşmek isteyen herkesin ellerinden tutuyor. Artık bir “Kendimi Seyir” defterim var. Kitap bitse de benimle yürümeye devam ediyor. Tavsiye ettiğim, hediye ettiğim, sonrasında Seyir sohbetleri yaptığım herkesle Seyir çoğalıyor… Tıpkı Piraye Hanım’ın da dediği gibi “Çoğalıyoruz!” Ve bunu hissetmek harika!
Seyir’i ruhundan süzen ve bilinçle buluşturan,
Hayatları dönüştüren,
Hayata, ruha ve insana katkı olan,
“Ben bilincim. Yeniden seçebilirim!” cümlesinin hakikati ile bizi birleştiren Piraye Erdoğan,
Emeğinize, yüreğinize bin teşekkür, varlığınıza bin şükür…