Masa Dergisi 2021 Aralık Sayısı – “Tante Rosa”

TANTE ROSA

Tutkusu perçemlerinde dolaşan kadın
Ağır bir saç gibi örgüler içinde karışan kadın,
Şehirlerden bir yangın gibi kaçan,
Aynılar içinde süngüsü düşük bir kederle koşan,
Sel gibi ümitlenen,
Su gibi yıkımlanan,
Vazgeçişin ılık bağrında gitmekle kalmak arasında soluklanan,
Prenslerin hacmi kayıp prensesi,
Atların hareketinde kıvrımlanan kadın,
Kayıp bir incinin felaketi gibi
Parıltılar içinde topuk sesleri bırakan
Asilzadenin uğultusu boşluk kontesi,
Namı diğer Tante Rosa,
Gördüm, görüyorum seni
Sevinebilirsin.

Binlerce cam kırığının arasından uyanır gibi
Dünyayı yutacak kadar esneyerek
Dünyayı kusacak kadar hislenerek
Gördük, görüyoruz seni Tante Rosa
Derinden bir oh! çekebilirsin .

Bak, biz eki taktım eylerimin sonuna
Sahiden de bir grup insan
Bin avuç insan,
Bir kalabalık dolusu insan,
Onlarca kalp ve binlerce zihinle
Görmeye devam edeceğiz seni
Düşleyebilirsin şimdi
Asla ölmediğini
İşte oldu Tante Rosa.

Çok zaman sonra gerçekleşmesi
Üzdü mü seni?
Evinde üst üste yığılan
Topraklı kağıtlar gibi
Filizlenmemiz
Ve dalgın yüzlerimizi senin soluğuna
Senin çağrına dönmemiz
Uzun sürdü.
Kısacık.
Upuzun bir kısalık.
Kısacık bir uzunluk.
Ömrün kadar.
Hepimizin ömrü gibi.
Hep kadar.
Hiç gibi.

Paylaşmak ister misiniz?

İPEK SÖZEN

Evrenime hoş geldiniz. Hayatta hepimizin kullandığı bir ortak noktamız var: Sözcükler. Ölümsüzlüğün icadı. Ruhlarımızın tarihini, evrenin kalbinde saklayan sihir. Bir ağacın yeşiline takılan nefes. Henüz yaşanmamış/solunmamış bir tarihin ayak sesleri. Arayışın ‘Daima!’ diye bağıran izleri...

Diğer