Ne düşünüyorsun: Corona?

Hayatlarımız dönüştü. Öyleyse düşüncemiz de değişmeli.

Dışarı çıkamıyoruz. – Yerine – Evdeyiz, kendimizi ve çevremizi koruyoruz.

Tıkılı kaldım/Sıkıldım. – Yerine – Uzun zamandır yapmak istediğim, ertelediğim neler vardı?

Korkuyorum. – Yerine – Evet korkuyorum, bu beni korumak için dizayn edilmiş bir duygu.

İşlerim iptal oldu, batabilirim. – Yerine – Bu evrensel bir durum. Herkes benimle aynı şeyi yaşıyor. Sakin kalıp, elimden geleni yapmalıyım.

Düğün,nişan, seyahat, taşınma, fuar, konser.. İptal oldu! – Yerine – Yaşamın iptal olmadı, tadını çıkar.

Çevrem için korkuyorum. – Yerine – Durumu kabulleniyorum. #Evdekal ‘acağım.

Devamlı kötü haber duyuyorum/görüyorum – Yerine – Televizyon ve internetten uzaklaş. İç dünyanda panik yaratma.

Monopoly oyna, okuyamadığın bir kitabı oku, aklına takılan bir şeyi araştır, umut veren şarkılar dinle, mandala yap, evin bir köşesine attığın deneyemediğin hobine bir bakış at, kek yap, kurabiye yap… Sonsuz seçenekle sakinleş ve kendine var. Kendine sor. Kendine söyle. Kendini işit. Geçecek de. Omzundan öp. Kahve yap. Sonuç olarak kahve bütün duyguların yuvası.

Önümüzde bir süreç var. Bu süreci nasıl inşa edeceğiz? Hangi duyguyla? Hangi modla? Hangi ruhla?

Kork ama korkunun içinde yaşama, korkuna saplanma! Sıkıl ama bu sıkıntının içinden neşeyle çık, üreterek çık,
Depresyona gir, bir saat sonra derin bir nefesle çık,
Ye, duyguların için yediğini, duygularını yediğini anla, kendine iyi davran..

Özde, Her duyguyu yaşa – Kabullen – Hazmet… Yaşamak için kendimize izin vermek zorundayız.
Güzel bir hafta olsun!

Paylaşmak ister misiniz?

İPEK SÖZEN

Evrenime hoş geldiniz. Hayatta hepimizin kullandığı bir ortak noktamız var: Sözcükler. Ölümsüzlüğün icadı. Ruhlarımızın tarihini, evrenin kalbinde saklayan sihir. Bir ağacın yeşiline takılan nefes. Henüz yaşanmamış/solunmamış bir tarihin ayak sesleri. Arayışın ‘Daima!’ diye bağıran izleri...

Diğer