Nil’den Bana ve Yaşama İyi Gelen Sözler
Korku dolu, tıka basa endişe dolu günlerimin ortasına bir kamp ateşi yakan, Nil Karaibrahimgil… Evin içinde, bulunduğum duvarların şeklini almamak için direndiğim karantina günlerinde, “Nil’den İyi Gelen Sesler” çalındı kulağıma. Kendime tekrar ettiğim her sözün, her mottonun müzikle yıkanmış, Nil’in sesiyle daha da parlaklaşmış birer şarkı haline dönüştüğünü gördüm. Bu şarkılarda hayat vardı, umut vardı, neşe vardı!
Ertesi sabah açtım albümü, kahvaltım renklendi.. Nil, “Ne Mutlu Rüyasına Uyananlara!” dedi.
Bir ritüel haline gelen, ruhumdaki Başak burcunu okşayan temizliğe başladım. Nil, “Her şey niyetle başlar, Niyet Hanım ne yapar yapar bu işi halleder!” dedi.
Mottolarım yaşamaya, şarkı halinde evin içinde dolaşmaya devam ederken, günlük sözcük evrenimde dolaşma, mail kutumu inceleyip&temizleme safhasına geçtim. Nil, “Sadece baksam, sadece duysam, koklasam ve tatsam, postlamasam!” dedi.
Telefonumdan uzaklaştım ve kendimi bir ömür ahretliğim olan&olacak olan kahvemin kollarına attım. Nil, “İnsanın bir yanı ilik, bir yanı düğme. Ve kendi kendine iliklenemez kimse!” dedi.
Sevdiklerimin sesini duydum, ruhumun eşinin sohbetiyle akrepleri yelkovanların peşinden koşturdum. Nil “Eğer bir dövme yaptırsaydım “inşaat var” yazdırırdım!” dedi.
Var olma sürecindeki inşaatım, dünyanın tozuna bulanmıştı. Dünya da bir inşaata giriyordu. İnsanlık bu sürecin işçileri miydi, yapısı mıydı, demiri & betonu muydu? Sorular, haberlere bulandı. Tam bir bunalım üstüme çökecekken Nil, “Düşündüğünü değiştiren, yaşadığını değiştirir!” dedi.
Güzel bir film ve kitapla renklenen bir günün daha sonundaydım. Yarın yeni bir gün inşa edecektim. Korkumun köklerine takılmadan, bunalıma el sallayan modumla günü içmiştim. Kişisel tarih başarısıydı bu. Nil, “Herkese teşekkür etmişim, bir kendime etmemişim!” dedi.
Önce kendime, sonra da hayat veren Nil’e teşekkür ettim. İnsanların, şiirlerin, şarkıların, filmlerin, mottoların, hayat katanların, renk katanların varlığına bin şükür!