Uzakların Şarkısı

Uzakların sesini, tınılardan, rüyalardan, öksüren topraklardan, şifalı bulutlardan, baharatın izinden, sesin özünden, nefesin sihrinden, büyünün nefsinden, hasretten, beyitten, yaşamın vezninden toplayıp besteleyen adam, keşke geriye kalan 11 rengin temsil ettiği simgeyi/sözü de yazsaydı… Bütün anlamlar durulunca geriye kalan tek bir delilik fazlaca ruha batabiliyor.

Öncelikle Mavi Bir Merhaba,

Emeğinize, kalbinize, ruhunuza sağlık! Bana eşsiz tamlamalar içirdiniz. Kitabın yarısından sonra musluk açıldı ve cümleler içmeye/çizmeye başladım. Başlangıçta bu durum bana çok ilginç geldi. Sanki başlangıçta sadece fikir vardı, kırıntı misali. O kırıntıları hem siz hem de biz takip ettikçe lezzete ulaştık. Önce tadını aldık lakin doymadık.

Öykü hep çok sesliydi. Birkaç kültürü birden dinlemek, uzun süredir duymadığım sözcükleri duymak ve anmak muhteşemdi. Eşsizliğinden başka yapacak yorumum yok çünkü öykünüz sessizliği yeniden icat edecek kadar güzeldi.

Bir yazarın yankıları dinlemeyi sevdiğini biliyorum. Yazar evrene/cana bir şey fısıldar, ortaya bir anlam/söz bırakır, sonra açar kendi kabuğunun içini dinler. Bu yazı da teşekkür amaçlı kabuğunuzu tıklatmak için yazıldı. Işık olsun.

Hayata Katkısı Olsun!

Kaan Murat Yanık’a.

Not: Kitap kapağı tanıtım amacıyla paylaşılmıştır.

Paylaşmak ister misiniz?

İPEK SÖZEN

Evrenime hoş geldiniz. Hayatta hepimizin kullandığı bir ortak noktamız var: Sözcükler. Ölümsüzlüğün icadı. Ruhlarımızın tarihini, evrenin kalbinde saklayan sihir. Bir ağacın yeşiline takılan nefes. Henüz yaşanmamış/solunmamış bir tarihin ayak sesleri. Arayışın ‘Daima!’ diye bağıran izleri...

Diğer