Yazarın Zamanı

Yazının ve yazarın zamanla ilişkisi her daim akıllarda soru işareti bırakan bir konu. Neredeyse en çok soru aldığım başlıklardan biri. Yazının altında bu konuya dair bana gelmiş tüm soruları paylaşacağım.

Yazma hali içinde kendi iradesini taşıyan kendine özgü bir eylemdir. Yazıya kanal olan kişi ister istemez yazar kimliğini bir noktada kendinden ayırır. Yazar kimliği, dünyayı farklı bir filtreden algılar. Onun için her şey sözcüklere dönüşebilir. Mevsimler, insanlar, sesler, duruşlar, anlar, döngüler, manzaralar, duygular, hepsi her an bir etkileşim halindedir. Bu etkinin sözcüklere dökülme anı ise özünde başka bir mekanik taşır. 

Zamanın sunduğu seçenekler:

  • Yazar o an yazmayı dener fakat istediği kurguya, istediği ahenge ulaşamadığını hissedip yazmayı bırakabilir.
  • Bir süre yazmaya devam edip daha sonra toparlamak üzere bir kaynak inşa edebilir.
  • Yazar o an insanlığın ilham olarak adlandırdığı etkileşimin çeperinde sahiden de sözcükleri akıtıp yazabilir.
  • Yazar bir motivasyona ihtiyacı olduğunu fark edip bulunduğu  mekanı değiştirebilir. Uyarıcı sağlamak için kalabalık bir mekanda ya da bir manzaraya bakarak yazmayı tercih edebilir. Belirli müzikler eşliğinde yazabilir.

Sonuç: An içinde yazar ya da yazamaz. Ve bu hiçbir surette önem taşımaz. “Elbet o sözcüklerin su gibi akacağı bir zaman var.” Yazar bunu sadece zihniyle değil tüm merkezleriyle bilir ve yaşarsa özgür kalabilir. Yazma eyleminin yanına eklenen kaygı sözcüğü ancak bu özgürlükle zamanı yenebilir. Sözcüklerin kurgular halinde zihnimizde ve kalbimizde kat ettikleri bir yol var. Yolculuk bitmeden aklımızın istasyonlarına istediğimiz araçlar, beklediğimiz yolcular gelmeyecek. Fakat sahiden inanarak beklediğimizde, kendisine zaman tanınmış tüm öyküler bir gün elimizi tutmak için yanıbaşımızda belirecek. 

Bu yazıya ilişkin biriktirdiğim sorular: 

  • Ne zaman yazmalıyım? Sabah? Akşam?
  • Bazen yazmaya başlıyorum ama olmadığını düşünüp bırakıyorum. O anlarda ne yapmalıyım?
  • İlham ne zaman ve nasıl gelir?
  • Ya yazamazsam?
  • Aklımdan yazmak geçiyor ama bir türlü masanın başına oturamıyorum.
  • Bir şey yazmaya başlamıştım ama aradan zaman geçti.
  • Yazdığım şeyin ortasında tıkandım. Ne zaman yazacak olsam aklımdan tek bir şey geçmiyor.
  • Bazen çok iyi yazıyorum bazen de hiç olmuyor. Neden?
Paylaşmak ister misiniz?

İPEK SÖZEN

Evrenime hoş geldiniz. Hayatta hepimizin kullandığı bir ortak noktamız var: Sözcükler. Ölümsüzlüğün icadı. Ruhlarımızın tarihini, evrenin kalbinde saklayan sihir. Bir ağacın yeşiline takılan nefes. Henüz yaşanmamış/solunmamış bir tarihin ayak sesleri. Arayışın ‘Daima!’ diye bağıran izleri...

Diğer