Ahmet Ümit – Bab-ı Esrar
Bu yazı bir kitap incelemesinden çok uzak olacak. Zira ruhumdan taşan bir teşekkür ve minnet duygusunun bir ize dönüşme isteğiyle
DevamBu yazı bir kitap incelemesinden çok uzak olacak. Zira ruhumdan taşan bir teşekkür ve minnet duygusunun bir ize dönüşme isteğiyle
DevamDeğerlim İzmir, Sana bu satırları, ışığıyla toprağına secde eden, usul bir turuncunun alevli akıbetlerinden geçen, umutlu bir güneşin gün batımı
DevamBoşluklu bir gün… Uzay Çağı günleri…” diye düşündü. Zorunlu cennetine göz gezdirdi. Güneş izlerine, telaş lekelerine, her şeyden habersiz süslenen
DevamArtık kadehlerine sığmayan kabukların dilinden&sesinden bir deniz dinliyorum. Benim kabukların denizinde olmam gerekirken onlar benim kadehimde. Bir süre hazince bakışıyor,
DevamDaima bir adım sonrasına ışınlanan aklım, şu anı tüketiyor. Anda kalmak eylemini binlerce kez duymuş olmama rağmen, ne olduğunu ancak
DevamBaşlangıç, yazarın sesiyle ahenk kazansın. Dağınık gördüğümüz, bütüne ulaşamadığımız anlar için, yazarın bu anlatımı bir işaret fişeği olsun:“Bu çok yönlülük
DevamBaba olmak… Bir çift gözün ilk hatırası, yaşam anıtı olmak. Bir yolculuğun atası olmak. Bu öyle bir yolculuk ki, hücre
Devam“Geleceğin tarihi” tamlaması kurgulanabiliyorsa şayet, şu ana, izi önündeki tüm zamanı değiştirecek olan bir damga vurulmuş demektir. Bu öyle bir
DevamBir hayalim vardı. Kış sonu kalbime düşen, bahar başlangıcı filizlenen, hamileymişim de içimde kendi süveydamı yaratıyormuşum hissi veren, minicik bir
DevamBir konserveyle birlikteyim: Garnitür konservesi. İçinde ne ararsan var, bir hayatı lezzetlendirecek her şey. Rengarenk içindeki potansiyel. Çok uzun süredir
Devam